Gagauz Özerk Bölgesi

Gagavuzlar Moldavya'da ilk olarak 1770 yılında Çadır ve Orak köylerini kurmuşlar, 1812 yılında yapılan Bükreş Antlaşmasına kadar bir dağınıklık yaşanmış, ancak bu antlaşmanın ardından bölge Rusya'ya geçmiş ve Rusların göçmenlere toprak vererek göçü teşvik etmesiyle birlikte iskân hareketleri hızlanmıştır. Gagavuzlar, 1812 yılında Düzgünce, Kazayaklı, Baurçi, TatarKıpçak, Vulkaneşti; 1814 yılında Beşalma, Bolboka, Taşpunar; 1818 yılında ÇadırLunga, Kiryet, Yeniköy; 1820 yılında Avdarma, Coltay, Tomay, Haydar; 1821 yılında SatıhkHacı (Alesandrovka), Dimitrovka; 1830 yılında Başköy ve Bolgarlika köylerini kurmuşlardır.

1909-1910 yıllarında geçim sıkıntısı sebebiyle Gagavuzlardan küçük bir grup Orta Asya'ya Aktyubinsk'e (Turgay bölgesi) göçmüş, 1925 yılında bunların bazıları Taşkent civarına yerleşmiştir.

Gagauz

Bütün bu olumsuzluklara rağmen Rus hâkimiyeti altında bir süre sükûnet içinde yaşayan Gagavuzlar, Çarlığın Ruslaştırma politikalarının artmasıyla birlikte 6 Ocak 1906'da Atmaca Pavlioğlu Andrei Galatan önderliğinde isyan başlatarak Komrat'ta bir cumhuriyet ilan ederler; başka bölgelerden beklenen destek gelmeyince 15 gün içinde Çarlık kuvvetleri bu devlete son verir. Bolşevik ihtilâlinin yaşandığı 1917 Sovyet İhtilâli sırasında bir Gagavuz isyanı daha başlar. Ancak 27 Kasım 1918'de Besarabya Millî Meclisi Romanya ile birleştiğini ilân edince Gagavuzlar da Romanya yönetimi altına girerler.

12 Haziran 1931'de Hamdullah Suphi Tanrıöver'in Romanya'nın başkenti Bükreş'te elçi olarak göreve başlamasıyla birlikte Gagavuz Türkleri ile Türkiye Türkleri arasındaki bağlantı ve ilişkiler yeniden canlanır. Hamdullah Suphi, ilk olarak Dobruca ve Besarabya köylerinde inceleme gezileri yapar. Gagavuzlann Türkiye ve Anadolu'daki Türk kültürü ile ilişkilerini canlandırmak üzere 30-40 kadar Gagavuz gencini orta ve yüksek tahsillerini yapmaları için Türkiye'ye gönderir. Ayrıca 26 Gagavuz kasaba ve köyünde Türkçe öğretim yapan okullar açtırır. Bu okullara Dobruca Türklerinden ve Mecidiye Müslüman Semineri mezunlarından öğretmen tayin ettirir ve bu okullarda Türkiye'den getirttiği ders kitaplarının okutulmasını sağlar. Hamdullah Suphi elçiliği süresince Romanya kralı Misel ve ana kraliçe Elena'nın güvenini kazanarak Romanya'daki bütün Türklerin eğitimi ile daha yakından ilgilenme konusunda desteklerini alır. Bunlarla da yetinmeyen Hamdullah Suphi, Gagavuzları Marmara Bölgesi'ne göçürerek asimile olmaktan kurtarmak ister. Bu konuda devrin Cumhurbaşkanı İsmet İnönü'nün de onayını alır. Ancak 1939'da II. Dünya Savaşı'nın başlamasıyla birlikte bu planı uygulama imkânı ortadan kalkar. Romanya'nın Besarabya topraklarını ele geçirmesini bir türlü kabullenemeyen Sovyetler Birliği, savaş durumunu bir fırsat bilerek 26 Haziran 1940'ta verdiği bir ültimatomla Romanya'yı bu bölgeden çekilmeye zorlar. Baskılara boyun eğen Romanya da, Sovyetler Birliği'nin zor duruma düştüğü bir anda 22 Haziran 1941'de Besaraya'yı tekrar ele geçirir. Bu karışıklıklar arasında Hamdullah Suphi'nin elçilik görevi 5 Aralık 1944'te sona erer. II. Dünya Savaşı'nm galipleri arasına giren Sovyetler Birliği, 29 Haziran 1945'te Besarabya'yı tekrar ele geçirir ve 10 Şubat 1947'de Paris Antlaşmasıyla bölge Sovyetler Birliği'ne bağlanır. Sovyetler Birliği yönetimindeki diğer millet ve topluluklar gibi Gagavuzlar arasında da zaman zaman kıpırdanmalar yaşanır. 1957 yılında görülen küçük çaplı bir dalgalanma anında bastırılır.

Gorbaçov'un Sovyetler Birliği'nde iktidarı ele almasıyla başlayan açıklık ve yeniden kurma faaliyetleri sırasında bütün demir perde ülkelerinde olduğu gibi Gagavuzlar arasında da bir silkinme hareketi başlar. 1987 yılında Komrat'ta Gagavuz Halkı adlı bir teşkilat kurulur. Bu teşkilatın ilk kurucuları arasında Gazeteci Stefan Bulgar, Ressam Dimitri Sevastin ve Mühendis Andrei Bıyıklı bulunmaktadır. İlk oturuma Stefan Bulgar başkanlık etmiştir. Bu halk hareketinin yönlendirmesiyle 12 Kasım 1989'da özerklik bildirisi ilân edilir. Ancak bu sırada Moldavya Halk Cephesi'nin baskısıyla ülkede bir dizi yeni kanun çıkarılır. Bu kanunlar arasında yer alan Moldavancanın resmî dil olması, Latin alfabesine geçilmesi, devlet memurlarına Moldavanca bilme zorunluluğu getirilmesi Moldavan olmayanları son derece rahatsız etmiştir. Bu şartların getirdiği gerginlik ortamı içinde ilân edilen Gagavuzlann özerklik bildirgesi de ülkenin toprak bütünlüğünü tehdit ettiği gerekçesiyle reddedilir.

Gagavuz aydınlarının öncülüğü ile 20 Ağustos 1990'da Komrat'ta Gagavuz Cumhuriyeti'nin ilân edilmesi, ardından 26 Ekim 1990'da ilk genel seçimlerin yapılması ve başkanlığa Stefan Topal'ın seçilmesi Kişinev'deki Moldavya yönetimini son derece rahatsız eder. Başbakan Mircae Druc'un yönlendirmesi ve Halk Cephesi'nin öncülüğü ile bu gelişmeleri durdurmak üzere 50 bin gönüllü Kişinev'e gönderilir. Gönüllüler güneye doğru ilerlerken Sovyet İçişleri Bakanlığı devreye girerek bir felâketi önler. Bu gelişmelerin ardından 27 Ağustos 1991'de Moldavya SSC Sovyetler Birliği'nden ayrılarak bağımsızlığını ilân eder.

Bağımsızlık sonrasında Moldavya yönetimine Snegur'un gelmesi Gagavuzlar arasında sevinç yaratır. Zira iktidara gelen Köylü Parisi'nin Gagavuzlara karşı barışçı bir yaklaşım sergilemesi çözüm yolundaki ümitleri artırır. Bu yumuşama havası içinde 17 Aralık 1994'te "Gagavuz Yeri Hakkında Özel Kanun" görüşmeye açılır. Fakat bazı Moldavyalı milletvekilleri "Gagavuz Yeri" terimine diğer azınlıkları da harekete geçirir endişesiyle karşı çıkarlar. Bunun üzerine AGİT Yüksek Komiserliğinden bir heyet, kanun taslağının Moldavya'nın toprak bütünlüğüne saygılı olduğunu rapor ederler. Böylece Başbakan Andrei Sangheli'nin başkanlığında kurulan bir komisyon, Gagavuz Yeri'nin özel statüsü hakkında çıkarılacak kanununla ilgili çalışmaları başlatmıştır. Kanun taslağı üzerindeki çalışmaların bitirilip Moldavya Meclisi'ne sunulunca bir grup Moldavan milletvekili "Gagavuz Millî Azınlığın Statüsü Hakkında Kanun" adı altında yeni bir tasarıyı meclise getirirler ve bu tasanda özerkliğin kültürel alanla sınırlı kalmasını savunurlar. Bu iki tasarı arasında bir ara yol bulunarak Moldavya Anayasası'na eklenen 113. maddeyle 23 Aralık 1994'te Gagavuz Yeri Özerk Cumhuriyeti tanınır ve Gagavuzların selfdeterminasyon hakkı kabul edilir.

Gagauz

Bu kanuna göre, Gagavuzlar; kültür, eğitim, istihdam, konut, mahallî bütçe, maliye ko-nularında Moldavya Anayasasına ters düşmeyecek kanunlar çıkarma yetkisine sahiptir. Gagavuz Yeri'nin resmî dili, Gagavuz Türkçesi, Rusça ve Romencedir. Moldavya Cumhuriyeti bayrağı yanında, bir de Gagavuz Yeri bayrağı vardır. Bu bayrak mavi, kırmızı ve beyaz zemin üzerine üç san yıldızdan meydana gelir. Mavi Türklüğü, beyaz eski Türklerde batıyı ve barışı, kırmızı serbestlik ve özgürlüğü, yıldızlar ise geçmişi, hâli ve geleceği temsil eder. Gagavuzlara ait Gagavuz Yeri'nin en üst yetkilisi başkandır. Kanunun 6. maddesi Gagavuz Yeri'ndeki tüm yer altı ve yer üstü kaynaklarının işletme ve kullanma yetkisini Gagavuz Yeri idaresine verir.

5 Mart 1995'te yapılan referandum ile Gagavuz Yeri'nin sınırları belirlenir. Buna göre, Gagavuz yeri; Çadır, Komrat (başkent), Vulkaneşti şehirleri ile Aleksevaha, Avdarma, Baurçi, Beşalma, Beşgöz, Bucak, Çeşmeköy, Çokmeydan, Dezginci, Dudeşti, Etulya, Ferapontevka, Gaydar, Joltay, Karbali, Kazayak, Kıpçak, Kirsova, Kongaz, Kongazcikul de Jos, Kotovkoe, Köselia Ruse, Kriet Lunga, Torna ve Yeni Etulya köyleri olmak üzere 3'ü şehir 29'u köy 32 yerleşim merkezinden meydana gelir.

Gagavuz Yeri'nin yüz ölçümü 1.800 km2, nüfusu 169.300'dür. Nüfusun milliyetlere göre dağılımı ise şöyledir:

  • Gagavuzlar 134.500 79.4
  • Ruslar 11.800 % 7
  • Modovanlar 8.300 % 4.9
  • Bulgarlar 7.800 % 4.6
  • Ukraynlar 7.800 % 4.6

Gagavuzlar, Gagavuz Yeri dışında Ukrayna' mn güneyinde Zarporoje ve Odesa (İsmail) çevresinde, Kazakistan'ın doğusunda, Kırgızistan'ın Frunze, Özbekistan'ın Taşkent şehirlerinde, Bulgaristan'ın Varna, Dobruca, Vombol ve Topolovgrad bölgelerinde, Romanya'nın Dobruca bölgesinde bir kaç küçük yerleşim merkezinde, Yunanistan'ın Keserya şehrinde, Makedonya'nın güney doğusunda küçük gruplar hâlinde yaşamaktadır. Edirne'ye bağlı bazı köylerde Gagavuzların yaşadığı söylenmekteyse de bu bölgede kendini Gagavuz olarak tanımlayan bir kişiye veya gruba rastlanmamıştır.

Gagavuzlar arasında okuma yazma oranı oldukça yüksektir. Gagavuz Türkçesiyle eğitime kısa aralıklarla izin verilmesine rağmen bütün çocukların ilkokula gitmesi zorunludur. Bu okulların öğretmen ihtiyacı Komrat'ta bulunan bir öğretmen okulundan karşılanmaktadır. 11 Şubat 1991 tarihinde yine Komrat'ta Gagavuz Devlet Üniversitesi açılmıştır. Bu üniversitede Georgi N. Topuzlu ve Diyonis Tanasoglu rektörlük yapmıştır. Üniversitenin DilEdebiyat ve Millî Kültür Fakültesi (Gumaniter Fakültesi), Ekonomi Fakültesi, Endüstri Fakültesi ve Hukuk Fakültesi bulunmaktadır. Toplam öğrenci sayısı 600'ü aşmıştır. Gagavuz gençleri, bu üniversite dışında Kişinev'de ve Türkiye'deki üniversitelerde eğitim yapmaktadır. Kişinev'de Moldavya İlimler Akademisi, Azınlık Milletler Enstitüsü'ne bağlı olarak çalışan Gagavuz Türklerinin kültürel varlığını araştıran bir bölüm bulunmaktadır. Araştırma, yayın, yüksek lisans ve doktora çalışmaları yürüten bu bölümde 14 Gagavuz araştırmacısı çalışmaktadır.

Gagavuzlar, 23 Aralık 1994'te özerklik statüsü kazandıktan sonra, uzun yıllar kuşatıldıkları yabancı kültürlerin etkilerinden bir an önce kurtulmak için bir arayış ve uğraş dönemi başlattılar. 1992 yılında 85 Gagavuz öğrencinin yaz kurslarına Türkiye'ye gelmesi ile başlayan Türkiye ile öğrenci ve öğretim üyesi mübadelesi çalışmaları sonraki yıllarda daha da hızlandırıldı. Gagavuz Yeri'nden Türkiye'ye gelen öğrenci sayısı 1993-1994 öğretim yılında 180'i buldu, Türkiye'den de çok sayıda bilim adamı, öğretmen ve öğrenci Gagavuz Yeri'ne gitti. Ayrıca Çadır ve Kişinev'de Türk okulları açıldı ve 1994'te Kişinev'de Gagavuz Türkçesiyle eğitim veren bir okulun açılışı yapıldı. Türk Dünyası Araştırmaları Vakfı, TİKA, Millî Eğitim Bakanlığı, YÖK gibi eğitim ve kültür ağırlıklı kurumların desteğiyle çok sayıda Türkçe ders kitabı basıldı ve bölgeye gönderildi. Bazı folklor ekipleri Gagavuz Yeri'nde Türk kültürünün ortak zenginliklerini sergiledi. Gagavuz Yeri ve Türkiye arasında eğitim ve kültür alanında başlayan bu yakınlaşmalar, en üst seviyede ve Moldavya'yı da içine alarak ticaret ve karşılıklı iş birliği alanlarına kadar yayıldı. Bu gelişmelerin Gagavuz Türkleri için çok daha aydınlık ve güzel bir geleceği müjdelediğine şüphe yok.

Kaynak: T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı

©2008, DMİ